İnsan beyni "Kullan veya kaybet." kuralı ile çalışır. İnsan
beyninde kalıcı hafızaya yazılan hiçbir bilgi silinmez. Çünkü bunlar protein
şifreleri olarak yazılır, yani maddeleşir.
Hafızamız anıları zamanla çöpe atmakla kalmaz, attığı şeylerin yerine,
düzeltilmiş anıları koyar. Yapılan yüzlerce deneyde; belli aralıklarla
aynı öğrencilere geçmiş sınıflarındaki not ortalamaları sorulmuş,
geçmiş notlarının kontrol edileceği söylendiği halde, katılımcılar
ortalamalarını gerçekte olduğundan yüksek hatırlamış, hem de her seferinde.
Para ödülü bile koymuşlar ortalamasını doğru hatırlayabileceklere, katılımcılar
ödüle rağmen ortalamalarını daha yüksek hatırlamış.
Bu nedenle hepimizin ebeveynleri çalışkandı, disiplinliydi ve ergenliği hiç
yaşamadılar.:) Kötü geçen anılarımızın acıları zamanla bu nedenle azalır, hatta
anılarımızın bir kısmını gülümseyerek hatırlarız (Dolandırıldığım anım
gibi, o zaman ki kızgınlığım ve öfkemden eser yok şimdi. Bugün anlattığımda gülümsüyorum.
J
Bu yüzden hatalarımızdan ders alamıyoruz. Her seferinde tarih tekerrür ediyor.
Beklide bilinçaltımız bizim mutlu olmamızı sağlıyor.
Kullan !
Kullan !
Başarının anahtarı, beyni etkin kullanmaktan geçiyor. İnsan beyni, günde
yetmiş bin düşünce üretiyor. Bu düşüncelerin üçte ikisi de olumsuz olmaktadır.
Bu yüzden başarılı olabilmek için, beyni olumlunun üzerine programlamak
gerekiyor. Yani başarısızlığı değil, başarmayı düşünmekten geçiyor.
Kim bilebilirdi ki, mercimek tanesi büyüklüğündeki hafızamızın elli bin dizüstü bilgisayarın kapasitesine ve 300 yıllık hd filmi kaydedecek alana sahip olabileceğini. Neyse ki son zamanlarda beyin ve hafıza üzerinde yapılan çalışmalar, sanılanın aksine: İnsan beyninin her yaşta geliştirilebileceğini, yüz milyar nöronun zamanla ölmediği, beynin vücudumuzdaki diğer kaslar gibi uyarıldığı ve zorlandığı zaman geliştiği ve yeni nöronlar üretebildiğidir. Yeter ki, insan beyni uyarılsın ve zorlansın… (Bir bölümü Ahmet Alparslan, Kullan yada kaybet kitabının tanıtım bölümüdür.)
Kim bilebilirdi ki, mercimek tanesi büyüklüğündeki hafızamızın elli bin dizüstü bilgisayarın kapasitesine ve 300 yıllık hd filmi kaydedecek alana sahip olabileceğini. Neyse ki son zamanlarda beyin ve hafıza üzerinde yapılan çalışmalar, sanılanın aksine: İnsan beyninin her yaşta geliştirilebileceğini, yüz milyar nöronun zamanla ölmediği, beynin vücudumuzdaki diğer kaslar gibi uyarıldığı ve zorlandığı zaman geliştiği ve yeni nöronlar üretebildiğidir. Yeter ki, insan beyni uyarılsın ve zorlansın… (Bir bölümü Ahmet Alparslan, Kullan yada kaybet kitabının tanıtım bölümüdür.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder