Bir
mutfakta bulaşık yıkamanın nasıl keyifli bir iş haline getirilebileceğini
öğrenmek ister misiniz? Eğer isterseniz Borghild Dahl tarafından yazılmış
inanılmaz bir cesaret anlatan ve insana umut ışığı tutan kitabı okuyun.
(Kitabın Adı: Görmek İstiyordum).
Bu kitap elli yılı aşkın
bir süre kör olan bir kadın tarafından yazıldı. Yazar ''Sadece bir gözüm
görebiliyordu, ama o da öylesine hasara uğramıştı ki sadece gözümün sol
tarafındaki küçük bir aralıktan bakabiliyordum. Bir kitabı görebilmek için yüzüme
çok yakın tutmam ve gözümü olabildiğince sola kaydırmam gerekiyordu” diyor.
Borghild Dahl bu durumuna karşın kendisine acınmasını istemiyordu. Çocukken arkadaşları ile seksek oynamak istemiş, fakat çizgileri görememişti. Diğer çocuklar evlerine döndükten sonra yere çömelmiş ve çizgileri görebilmek için yerlerde emeklemiş, arkadaşları ile oynadıkları tüm oyun alanının her bir noktasını ezberledikten sonra oynanan tüm oyunlarda usta bir oyuncu olmuştu. Eğitimini evinde yaptı.
İri harfli kitapları gözüne öylesine yakın tutuyordu ki kirpikleri sayfaları süpürüyordu. Buna karşın iki üniversite bitirdi. Minnesota Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladı. Colombia Üniversitesi'nde ise master yaptı.
Minnesota'nın kadın kulüplerinde konuk konuşmacı olarak konferans verdi, radyoda yazarlar ve kitaplar hakkında konuşmalar yaptı.''Bilinçaltımda hep tamamen kör olma korkusu yatıyordu,''diye yazıyor Dahl ''Bunun üstesinden gelebilmek için yaşama karşı neşeli, biraz komik bir tavır takındım''.
Derken 1943 yılında,
Borghild Dahl elli iki yaşındayken bir mucize gerçekleşti ve Dahl ünlü bir
klinikte bir ameliyat geçirdi. Artık eskiye oranla kırk misli daha iyi
görebilmeye başlamıştı. Gözlerinin önünde güzelliklerle dolu yepyeni ve heyecan
dolu bir dünya açılmıştı. Hatta artık bulaşık yıkamak bile onun içini ürpertip
heyecanla dolduran bir olay olmuştu.''Bulaşık tasındaki beyaz sabun
köpükleriyle oynuyordum''diyordu. Dahl daha sonra. ''Elimi suyun içine
daldırıyor, küçük bir sabun köpüğü baloncuğunu yakalıyor, onu havaya doğru
kaldırıp ışığa tutuyor ve minyatür bir gökkuşağının pırıltılı renklerini
görüyordum.''Mutfaktaki pencereden dışarı baktığında lapa lapa yağan karın
arasında füme rengi kanatlarını çırparak uçuşan serçeleri görüyordu. Sabun
köpüklerine ve uçuşan serçelere baktığında öylesine coşku ile
dolmuştu ki kitabını şu sözlerle sona erdirdi: ''Ulu Tanrım,''diye fısıldadım.''
Sana şükrediyorum, sana şükrediyorum.'' Bizler kendimizden utanmalıyız.
Yaşadığımız yıllar boyunca tüm günlerimizi güzelliklerle dolu periler ülkesinde
geçiriyoruz, ama onları göremeyecek kadar kör ve tatlarına varamayacak kadar
tokuz...
Üzüntüyü bırakıp yaşamaya
başlamak istiyorsanız, şunu aklınızdan çıkarmayın:
Sorunlarınıza üzülmek
yerine sahip olduklarınıza şükredin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder