Yaklaşık olarak 2,5 - 3 haftadır binmediğim arabam evin
kapısının önünde duruyordu. Tabi aracı kullanmadığınızda yoldan geçen diğer
arabaların kaldırdığı bütün toz toprak aracın üzerine yerleşiyor. Belirli bir
süre sonra aracınızın camı dahil gözükmüyor.
Aracın tozlanması tamamen onun
hareketsizliğinden kaynaklanıyor. Oysa bindiğiniz ve sürekli hareket halinde
olan arabanın üzerinde bu kadar toz birikmesinin imkanı bile yok.
Neyse benim anlatacağım konu aracın tozlanmasından hemen
sonra olan olaylar zinciri ile alakalı olacak.
Önce aracın arka camının üzerine küçük harflerle "beni yıka" yazılmıştı. tek bir yazıydı ve önemsizdi. Akşam eve geldiğimde aynı yazıdan farklı farklı yazı karakterleri ile yazılmış bir sürü "beni yıka" yazısı gördüm. Hatta yazanlar arasında oğlum bile vardı. Peki oğlum nasıl bu işe ortak olmuştu. Acaba başkasının arabasının üzerine de böyle bir yazı yazarmıydı? masum gibi gözüken olay aslında büyük bir toplu hareketti. bu gibi düşüncelerle uğraşırken, ABD'li bir araştırmacı olan Philip Zimbardo ile tanıştım.
Önce aracın arka camının üzerine küçük harflerle "beni yıka" yazılmıştı. tek bir yazıydı ve önemsizdi. Akşam eve geldiğimde aynı yazıdan farklı farklı yazı karakterleri ile yazılmış bir sürü "beni yıka" yazısı gördüm. Hatta yazanlar arasında oğlum bile vardı. Peki oğlum nasıl bu işe ortak olmuştu. Acaba başkasının arabasının üzerine de böyle bir yazı yazarmıydı? masum gibi gözüken olay aslında büyük bir toplu hareketti. bu gibi düşüncelerle uğraşırken, ABD'li bir araştırmacı olan Philip Zimbardo ile tanıştım.
Bu adam "Kırık cam Teorisi"ni ortaya atan ve
böyle bir deneyi gerçekleştiren adamdı.
Anlatıldığı kadarıyla: "Kırık Cam Teorisi"
ABD'li suç psikoloğu Philip Zimbardo'nun 1969'da yaptığı bir deneyden ilham
alınarak geliştirilmiş. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve
daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model
otomobil bıraktı.
Araçların plakası
yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri izledi. Bronx'taki otomobil üç gün
içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse
dokunmadı.
Ardından Zimbardo ve iki öğrencisi 'sağ kalan' otomobilin
yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki
çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o
otomobil de kullanılmaz hale gelmişti. "Demek ki" diyordu Zimbardo,
"ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin
vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz."
Bu yazımdan bir kaç şey çıkartabiliriz.
1. Hayatınızı sabit
şeyler yaparak yada hiç bir şey yapmayarak geçirmeyin. Unutmayın ki durgun su
kokar. Duran araba tozlanır. Tozlanan arabaya "Beni yıka" yazarlar.
Tozlanmayın ki üstünüze beni yıka yazmasınlar. Yada ilk yazılan yazıyı silin ki
diğer insanlar sizin üstünüze beni yıka yazmanın normal bir şey olduğunu
düşünmesinler.
2. Küçük şeylerin
masumluğuna inandırmayın kendinizi. Kırık
camın oradaki varlığı, diğer camların da kırılabileceğine dair bir haklılık
üretir içimizde. Çöpün bizden önce oraya atılmış olması, oraya çöp atmanın bir
alışkanlık olduğunu söyler bize. Çok geçmeden biz de o alışkanlığa alışır,
alışık olunanı yapmakta haklı görürüz kendimizi. Cam ilk kırıldığında hafife
alırsak, ağırlaşır cam kırıkları. Çöp ilk atıldığında umursamazsak,
umursamazlığımız bir çöp dağını besler.
3. Çocukların başladığı
herşey masum bir "beni yıka" gibidir. Yaptığını herkes yapıyor diye
yaparlar. Kötüyü düşünmezler..
saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder