Bugün
kızım Zehra okumuş olduğu bir hikaye kitabını bana anlatmaya çalışınca bu
yazıyı yazma gereği duydum. Kitabın ismi “Maviş”… kitapta sadece mavi rengi seven bir çocuk var.
Bütün her yeri mavi ile boyama arzusu ve isteğinde, diğer renkleri hiç
sevmiyor. Hatta görmek bile istemiyor. Dünya haritasını baştan başa mavi ile
boyuyor.
Bu
hikayeyi dinlemeye başladığımda hayatımızda ne kadar çok belirli renklere
benzemeye çalıştığımızı düşündüm. Evet! ya bize empoze edilenlerle yada bizim
kendi istek ve arzularımızla Kırmızı, Mavi, Sarı, Siyah, Beyaz gibi katı ve
kesin renkler olmaya çalışıyoruz. Mavi rengi seviyoruz diye her yer Mavi, Siyah
seviyoruz diye her yer Siyah olsun istiyoruz. Oysa güzelliğin farklı renklerin
birleşmesinden oluştuğunu kaçırıyoruz. Mavi ile Sarı’nın birleşiminden Yeşil,
Kırmızı ve Sarı’nın birleşiminden Turuncu, Mavi Yeşil ve Beyaz’ın birleşiminden
Turkuaz oluşur.
Hayat
ara renklerin oluşması ile güzelleşir. Öyle olmasaydı “Allah dünyayı tek renk üzerine yaratırdı.” Sadece Siyah, sadece Mavi,
sadece Beyaz’dan oluşan bir dünya düşleyebilir misiniz?
Doğuda
uzun süre yağan kardan dolayı her yer bembeyaz oluyor. Peki belli bir süre bu
beyazlıkta yol aldığınızda ne oluyor. Gözünüz kararıyor ve düşüyorsunuz. O yüzden
insanlar göz altlarına siyah boya yada kömür tozu sürüyorlar. Sürüyorlar ki
yollarına devam edebilsinler.
Tek
renk görmek istemek, dayatmak, arzu etmek kişinin kendisine ve etrafına
yapılabilecek en büyük zulümdür. Bizler farklı renk tonlarında insanlarla
birleştiğimizde tanıştığımızda, görüşlerine önem verdiğimizde ara renklerin
çıkmasına hayatımızın güzelleşmesine katkıda bulunduğumuzu idrak etmeliyiz.
Ailelerin
dağılmasının, boşanmaların artmasının, tek sebebi vazgeçemediğimiz renk
sevgimizden başka bir şey değildir.
Doğrularımız
olsun. Doğrularımızı paylaşalım. Ancak etrafımızda yaşayan her görüş ve davranıştan
insanla da irtibat içinde olalım. Onların görüşlerine saygı duyalım. Olalım ki
toplumsal renkliliği sağlayalım. Olalım ki güzel bir tablo, resim, fotoğraf
çıkartalım ortaya, olalım ki sadece Mavi, sadece Siyah olan ve hiçbir anlam
ifade etmeyen sayfalardan kurtaralım hayatımızı…
29
Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs, Nevruz, Ramazan bayramı, Kurban bayramı, bunların
oluşmasını sağladığı için güzel, farklı renklerin bir araya gelmesi ve ara
renklerin ortaya çıkmasını sağladığı için güzel…
Her
renk her insanda mevcut. Ne kadar Siyah yüzümüz, Siyah kalemlerimiz olsa da, ne
kadar Mavi yüzümüz, Mavi kalemlerimiz olsa da, içimizde ana renklerin tamamına
sahibiz, esnek olup karıştırmalı ve karışmalıyız renk yumağının içine, amacımız
tek renkten oluşmayan bir dünya düzenimiz olması için olmalı. Yeni sloganımızda “ renklerin kardeşliği gücü
adına” olsun.