Bir adam; 120 kilo, 1,95 boyunda, vücut kaslı, vursa tek tokatta devirir istediğini, hiç kimse duramaz karşısında, yürek mangal gibi, yürüyüş tüm dünyayı ben yarattım yürüyüşü…
Bir
mikrop; ağırlığı yok, boy gözle görülemeyecek kadar küçük, parmakla
bassan canı yok, saklanan kaçan, ama bir emir eri…
Vücutta mikrop ve dağ gibi
adam yatakta, acılar içinde kıvır kıvır kıvrılıyor. Ağlamaklı gözler, çare yok,
ölüm yakın, dudaklarda isyan, ayağa kalkmaya gücü yok. Eriyor yavaş yavaş,
ağırlık 50 kilo, kıvırıla kıvrıla 1,70 boy, vücutta kas kalmamış, yürek bir
çocuğun yüreğinden daha korkak…
Küçük mikrop galip
büyük adama karşı…
Bir
gemi;
tonlarca ağırlıkta, metrelerce uzunlukta, ülke ülke seyahat ediyor. Yolcu taşıyor.
Maliyeti 1,5 milyar dolar, 7000 yolcu 2500 mürettebatı var. İçinde buz pisti,
futbol sahası, tiyatro salonu mevcut. O geçtiğinde kıyıda seyredenler ona gıpta
ile bakıyor. Denizde yol alırken İhtişamlı, gösterişli, havalı…
Bir
cıvata; küçük, geminin en altında bilinmeyen bir köşede,
kimsenin fark etmediği bir yerde, ağırlığı yok, boyu 1-2 mm, fiyatı sakız
fiyatına, geminin tam altında ki iki plakayı tutuyor. Önemsenmediğinden kırılıyor cıvata,
plakalar ayrılıyor. Damla damla su almaya başlıyor dev yapı, sonra kovalarca su
dolmaya başlıyor o ihtişamlı bedenine, kaçışıyor insanlar, çare yok, gemi
yalnız, yavaş yavaş kayboluyor denizin içine doğru…
Küçük bir cıvata galip
büyük ihtişamlı gemiye karşı…
Bir
ağaç; ender bulunan, büyük ve gösterişli, üstündeki
çiçekler manzaraya manzara güzelliği katıyor. Seyrediyor insanlar, ağaç
gururlu, ben diyor kendince, en güzel, en muhteşem benim. Yüz yıllardır
buradayım, belki bir yüz yıl daha burada olacağım.
Bir
böcek; küçük, narin ve nazik, ağacın gövdesinde, en altta
bir köşede, yumurta yumurta çoğalma çabasında, sonra bir sürü küçük böcek, ağacın
gövdesinde küçük ısırıklar, ağaç acı içinde, su gitmiyor yapraklara, bir balta
tüm gücüyle vuruyor kuruyan yüz yıllık ağacın gövdesine…
Bir küçük böcek galip
büyük ihtişamlı ağaca karşı…
Bir
çocuk; küçük, zararsız gözüken her şeye bakıyor. İzliyor oynuyor…
Bir anne-baba
anlıyor ki küçük şey yoktur hayatta, kapatıyor küçük ve zararsız gözüken
televizyon ve bilgisayarda ki oyunu… ( Med-cezir, survivor, wolf man, ve bir
çok oyunu, diziyi), anlıyor çocuğunun üzerinde yapılan oyunu, izin vermiyor küçük
şeyin galip gelmesine, bakımını yapıyor, önlemini alıyor.
İLGİNİZİ ÇEKECEK DİĞER YAZILARIMIZ: